Türkiye’nin Frigo Yük Taşımacılığında FRC Sertifikalı 3 Bin Araçla Atılım

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Isı Kontrollü Taşımacılığın Önemi ve Riskleri

Her mevsim gıda güvenliğinin sigortası olan ısı kontrollü taşımacılık, özellikle yaz aylarında büyük önem taşımaktadır. Küresel iklim değişikliğinin yol açtığı aşırı iklim hareketleri ve öngörülemez sıcaklık artışları frigo taşımacılık açısından bile riskler getirmektedir.

Soğuk zincir taşımacılığında özel ekipman, enerji kullanımı ve sıkı sıcaklık kontrolü nedeniyle lojistik maliyetler oldukça yüksektir. Lojistik şirketler ise teknoloji kullanımı, rota optimizasyonu, yakıt tasarrufu ve otomasyon yetenekleriyle maliyetleri optimize ederek verimliliği artırmaya çalışmaktadır.

Türkiye’de Frigo Taşımacılığı ve Araç Parkı

Türkiye’de frigo taşımacılığı için kullanılan araç parkı hakkında resmi bir veri bulunmamakla birlikte, belgeli ve belgesiz 30.000 – 50.000 arasında frigo TIR ve kamyonun yurt içinde faaliyet gösterdiği tahmin edilmektedir. Araç parkı, son yıllarda artan taleple birlikte büyüme eğilimindedir; ancak ihracat ve yurtiçi taşımalar arasında önemli bir dengesizlik gözlenmektedir.

Frigo taşımacılıkta firmalar arasındaki rekabet deneyim ve uzmanlık, teknolojik altyapı, coğrafi kapsama alanı ve müşteri hizmet kalitesi gibi konularda yoğunlaşmaktadır. GPS takibi, sıcaklık kontrol sistemleri ve veri analizi gibi teknolojik altyapıya yatırım yapan firmalar, müşterilerine daha şeffaf ve güvenilir hizmet sunmayı hedeflemektedir.

Düzenlemeler ve Sertifikalar

Türkiye’de sektörle ilgili düzenlemeler Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından yapılmaktadır. Kullanılan araçlar için özel izinler ve sertifikalar gerekmektedir. Uluslararası standartlara uygun sertifikalara ve izinlere sahip firmalar ise yurt dışına da taşımacılık hizmeti verebilmektedir.

Akca Lojistik’in Genel Müdürü Enes Akça’nın Değerlendirmesi

Akca Lojistik’in Genel Müdürü Enes Akça, soğuk zincirin gıda lojistiğindeki önemi hakkında değerlendirmelerde bulundu. Akça, “Türkiye’de gıda lojistiğinde iklimlendirilmiş alanlara ve taşımaya fazlasıyla ihtiyaç var. Bu alanda ciddi bir arz eksikliği mevcut. Geçtiğimiz yıl İstanbul’da şehir içi dağıtıma yönelik yeni bir soğuk hava deposu faaliyete geçirdik. Soğuk depolarımızı, iklimlendirilmiş alanlarımızı genişletmek için yatırımlarımız sürüyor. Ayrıca nakliye tarafında da filomuzdaki frigorifik araç sayımızı artırmaya yönelik çalışmalarımıza devam ediyoruz” dedi.

Gıda Lojistiğinde Hata Toleransı Minimum

Depolama, nakliye ve mikro dağıtım faaliyetlerinin üçte birinde gıda ve ilişik ürünlerin lojistiğini yönettiklerini belirten Akça, “Gıda ve tarım ürünlerinin soğuk zincirle taşınması, ürün formu ve sağlık koşullarının korunması açısından büyük bir öneme sahip. Bu alanda kayıpları önlemek için, soğuk zincirin kesintiye uğramaması ve kontaminasyon riskinin önlenmesi gerekiyor. Gıda lojistiği, hata toleransının minimum seviyelerde olduğu bir operasyondur. İsrafın önlenmesi ve daha etkin bir lojistik yönetimi için, ülkemizin taraf olduğu ATP Konvansiyonu gibi uluslararası standartların etkin bir şekilde uygulanması ve denetlenmesi gerekiyor” diye konuştu.

Soğuk zincir yönetiminin, gıda lojistiğinde israfı önlemede ve ülke ekonomisine katkı sağlamada kritik bir rol oynadığını vurgulayan Akça, şunları söyledi: “TÜİK verilerine göre, 2023 yılında yaş meyve ve sebze sektörü yüzde 18’lik bir artışla yaklaşık 3,5 milyar dolarlık ihracat yaparken, bu ürünlerden üretilen mamullere ilişkin ise 2,5 milyar dolarlık ihracat gerçekleşti. Bu ihracat artışları ülkemiz ekonomisi için sevindirici olsa da gıda israfı bu büyümenin sürdürülebilirliğinin önünde bir engel teşkil ediyor.

Soğuk zincirin kırılmasından kaynaklanan meyve/sebze kayıplarının gelişmiş ülkelerde yüzde 5-10, gelişmekte olan ülkelerde yüzde 25-50, ülkemizde ise yüzde 30-40 seviyelerinde olduğu biliniyor. Bütün bu veriler, soğuk zincirin gıda lojistiğinde ne kadar hayati bir rol oynadığını net bir şekilde gösteriyor. Soğuk zincir uygulamasının etkin kullanımı, ülkemizin gıda ihracatını artırabilmesi ve israfın önüne geçilebilmesi açısından son derece değerlidir.”

ATP Konvansiyonu ve FRC Sertifikası

Türkiye’nin de taraf olduğu “ATP Konvansiyonu”nun bozulabilir gıda maddelerinin taşınmasıyla ilgili önemli standartlar getirdiğine dikkat çeken Enes Akça, “Türkiye’de ATP Konvansiyonunun oluşturduğu FRC sertifikasına sahip 15.000 civarında TIR dorsesi bulunduğu söylenebilir. Bunların yüzde 80’i ihracat taşımalarında çalışıyor. Kalan 3.000 civarında aracın ise Türkiye dahilindeki işleri kaldırması mümkün değil. Bu nedenle soğuk zincir taşımlarında önümüzdeki süreçte yol alınacak daha çok aşama var” dedi.

Akça, “Doğru bir süreç yönetimiyle gıda ihracat potansiyelini daha da yukarılara taşıyarak ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayabiliriz. Lojistik şirketleri olarak üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirerek soğuk zincire daha fazla yatırım yapmalıyız. Bu alanda bilinci artırmalı ve iş süreçlerimizi daha denetlenebilir ve izlenebilir hale getirmeliyiz” diye ekledi.

Gıda İhracatındaki Artış Frigo Taşımalarına Talebi Artırıyor

Türkiye ile Avrupa ülkeleri arasında frigo taşımalarıyla öne çıkan Intermax Logistics’in Yönetim Kurulu Başkanı Savaş Çelikel, “Her mevsim ürünleri gerekli ısı değerlerinde muhafaza etmek hem uzmanlık hem de sağlam donanım gerektiriyor. Aksi takdirde ürün kayıplarının önüne geçilemez” dedi. Çelikel, şirket olarak -25 ile +25 derece arasında taşınması gereken gıda ve kimya ürünlerini, son teknolojiyle donatılmış araçları ve tecrübeli sürücülerle varış noktasına güvenle ulaştırdıklarını vurguladı.

Operasyonları sırasında sadece araç içi değil, araç dışı koşullara da çok dikkat ettiklerini söyleyen Çelikel, şunları kaydetti: “Dorse içi sıcaklık değerleri sabit tutulamazsa 4 derecede muhafaza edilmesi gereken ürün bozulabilir. Artık iklim değişikliği sebebiyle aşırı ısı dengesizlikleriyle karşılaşabiliyoruz. Mesela, bir ürünü taşırken bunaltıcı sıcağın etkisindeki bir Akdeniz kentiyle, Avrupa’da daha serin bölgelerde farklı riskler ortaya çıkıyor. Sadece yurt dışında değil yurt içinde, örneğin İstanbul ile Adana arasında da ciddi sıcaklık farkları oluyor. Asfaltı dahi eritebilen bir sıcaklık değerinin, taşınan ürünlere zarar vermemesi için bütün tedbirlerin alınması gerekiyor. Benzer riskleri ortadan kaldırmak için son teknolojili sağlam donanım ile işinin uzmanı, taşımacılık yapılan bölgeleri iyi tanıyan, tecrübeli sürücülere sahip olmalısınız.”

Frigorifik yüklerin diğer birçok yük çeşidine göre daha çok hassasiyet gerektirdiğine dikkat çeken Savaş Çelikel, frigo grubundaki bazı ürünlerin aynı ortamda birbirini bozabileceğini hatırlattı. Çelikel, bazı ürün gruplarının ise gereken sıcaklık değerlerinde korunsalar bile teslimatın gecikmesi halinde saklama ömürleri gereği her durumda bozulacağının da altını çizdi.

Olumsuz hava ve yol koşullarının trafiği aksatabileceğini veya araca zarar verebileceğini anımsatan Çelikel, “Her iki halde de teslimat gecikebilir, zaman sınırı olan ürünler bozulabilir. Avrupa’daki yapılanmamız, acente ağımız ve lojistik altyapımız sayesinde, olası sorunları çoğu zaman ortaya çıkmadan önleyebiliyoruz” dedi.

Necmi Çelik – DÜNYA

Türkiye’nin Frigo Yük Taşımacılığında FRC Sertifikalı 3 Bin Araçla Atılım

Bültene Abone Olun

Lojistik sektör haberlerine ilk önce ulaşmak için bültenimize abone olun.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

intralojistik ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!